Yayın Tarihi: 22 Kasım 2025
Karbon Piyasalarının Kalbi: Emisyon Ticareti Sistemi (ETS) Nedir, Nasıl Çalışır ve Türkiye Neden Hazırlanmalı?
Küresel ısınma ile mücadelede, şirketlerin karbon salımını gönüllülük esasına bırakmak yerine ekonomik araçlarla yönetmek gerekiyor. İşte bu noktada **Emisyon Ticareti Sistemi (ETS)** devreye giriyor. ETS, kirletici şirketleri, emisyonlarını azaltmaları için doğrudan teşvik eden, piyasa tabanlı bir çözümdür. Türkiye'nin de Yeşil Mutabakat hedefleri doğrultusunda kendi ETS'sini kurma çalışmaları hızla devam ediyor.
ETS'nin Çalışma Prensibi: Cap & Trade (Sınırla ve Ticaret Yap)
ETS, iki ana bileşenden oluşur:
- **Sınır Koyma (Cap):** Hükümetler, sisteme dahil olan sektörler için belirli bir dönemde salınabilecek **toplam sera gazı miktarını** sınırlandırır (cap). Bu sınır, zamanla kademeli olarak düşürülür.
- **Ticaret (Trade):** Sınır dahilinde, şirketlere emisyon izni (izin/kredi) tahsis edilir. İzinlerinin altında emisyon yapan şirketler, artan izinlerini piyasada **satabilir**. İzinlerinin üstünde emisyon yapan şirketler ise, açıklarını kapatmak için ek izin **satın almak** zorundadır.
Bu sistem, en düşük maliyetle emisyon azaltımı yapabilen şirketleri ödüllendirerek genel ekonomik verimliliği artırır.
Sanayi bacalarından çıkan buharın temsilî görseli.
Neden Türkiye İçin Kritik? AB Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKDM)
Türkiye’deki şirketler için ETS, artık sadece çevresel bir sorumluluk değil, doğrudan bir **ticari zorunluluktur**. Avrupa Birliği (AB), 2026'dan itibaren ithal ettiği ürünlerin karbon yoğunluğuna göre ek vergi uygulayacak (SKDM - Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması).
- **Etkisi:** Türkiye'nin AB'ye ihracat yapan çelik, çimento, alüminyum gibi yüksek karbonlu sektörleri, ya AB'ye vergi ödeyecek ya da Türkiye'deki yerel bir karbon fiyatlandırma mekanizmasına uyum sağlayarak bu vergiden muafiyet talep edebilecek.
Sonuç
Türkiye'nin kendi ETS'sini kurması, sadece ulusal emisyon hedeflerine ulaşmak için değil, aynı zamanda en büyük ticaret ortağımız olan AB pazarındaki rekabet gücümüzü korumak için hayati önem taşımaktadır. Şirketlerin proaktif davranarak emisyonlarını ölçmeye ve azaltmaya başlaması, gelecekteki maliyet risklerini yönetmenin ilk adımıdır.
Uzmanlarımızdan Destek Alın