Avrupa’da Emisyon Ticareti Nasıl İşliyor? (2025 Rehberi)

Yayın Tarihi: 2025 • Kategori: Emisyon Ticareti, Karbon Piyasaları

Avrupa Birliği bayrağının yakın plan dalgalanır halde görüntüsü
Avrupa Birliği, dünyanın en kapsamlı emisyon ticaret sistemlerinden birini işletiyor. Fotoğraf: Pexels

Avrupa Birliği (AB), dünya çapında en gelişmiş ve en kapsamlı Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS) yapısına sahip bölgedir. 2005 yılında devreye giren bu sistem, “kirleten öder” prensibiyle karbon salımlarını azaltmayı ve şirketleri daha sürdürülebilir üretime yönlendirmeyi amaçlıyor.

Peki bugün Avrupa’da emisyon ticareti nasıl işliyor? Şirketler bu sisteme nasıl dahil oluyor ve karbon maliyetlerini nasıl yönetiyor? Bu yazıda, güncel bilgiler ışığında AB Emisyon Ticaret Sistemi’ni adım adım ele alıyoruz.

Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) Nedir?

Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), belirli sektörlerde faaliyet gösteren kuruluşlara yıllık bir emisyon üst sınırı (cap) tanımlayan ve bu emisyon haklarının şirketler arasında alınıp satılabildiği piyasa temelli bir iklim politikası aracıdır.

Temel Amaç: Toplam emisyon miktarına bir üst sınır koymak, bu sınırı her yıl azaltmak ve şirketlere düşük karbonlu üretim için ekonomik teşvik yaratmak.

Bu yapısıyla ETS, aynı zamanda etkin bir karbon fiyatlama mekanizmasıdır.

1. Avrupa’da ETS’den Kimler Sorumlu?

AB Emisyon Ticaret Sistemi, emisyon yoğunluğu yüksek olan kritik sektörleri kapsar:

➤ Enerji sektörü

Elektrik üretim tesisleri, büyük yakma tesisleri ve enerji santralleri ETS kapsamındaki en önemli aktörler arasında yer alır. Bu tesisler, AB’deki toplam emisyonların kayda değer bir bölümünden sorumludur.

➤ Sanayi

Çimento, demir-çelik, alüminyum, kimya, kâğıt, cam ve seramik gibi enerji yoğun sektörler de sistemin odağındadır. Bu sektörlere, karbon kaçağını önlemek için kısmen ücretsiz tahsisler yapılabilmektedir.

➤ Havacılık

AB ve Avrupa Ekonomik Alanı içindeki uçuşlar, emisyon ticareti kapsamında izlenmekte ve belirli bir emisyon izni karşılığında gerçekleştirilmektedir.

➤ Deniz taşımacılığı

2024 itibarıyla deniz taşımacılığı da kademeli olarak ETS kapsamına alınmıştır. 2026’ya gelindiğinde bu sektörün tamamen sisteme entegre edilmesi hedeflenmektedir.

Önümüzdeki dönemde ayrıca, binalar ve kara yolu ulaşımı için ayrı bir ETS II mekanizması devreye alınacaktır.

2. Emisyon Ticareti Avrupa’da Nasıl İşliyor?

A) Emisyon Üst Sınırı (Cap) Belirleniyor

AB, kapsadığı sektörler için toplam bir emisyon üst sınırı belirler. Bu sınır, her yıl belirli bir oranda azaltılarak 2030 hedefleri ile uyumlu hale getirilir.

2024–2030 döneminde, AB ETS kapsamındaki yıllık emisyon üst sınırı her yıl yaklaşık %4,3–%4,4 oranında azaltılmaktadır.

B) Emisyon İzinleri Şirketlere Tahsis Ediliyor

Sistemde kullanılan her bir emisyon izni (allowance), 1 ton CO₂ eşdeğer sera gazı salım hakkını temsil eder.

  • Enerji sektöründe izinlerin büyük kısmı açık artırma ile satılır.
  • Rekabet ve karbon kaçağı risklerine karşı bazı sanayi sektörlerine kısmi ücretsiz tahsis yapılabilir.

C) Fazla Salan Ödüyor, Azaltan Kazanıyor

Yıl sonunda her tesis, gerçek emisyon miktarını raporlar ve elindeki izinlerle karşılaştırır:

  • Eğer tesis, sahip olduğu izinlerin üzerinde salım yapmışsa, eksik kısmı piyasadan izin satın almak zorundadır.
  • Eğer tesis, tahsis edilen sınırın altında kalmışsa, elindeki fazla izinleri piyasa fiyatından satabilir.

Bu mekanizma, emisyon azaltımı yapan şirketleri finansal olarak ödüllendirirken, yüksek emisyonlu faaliyetleri maliyetli hale getirir.

Gün doğumunda nehir kenarında fabrika ve gemi silüeti
Enerji ve sanayi tesisleri, Avrupa emisyon ticaret sisteminin merkezinde yer alıyor. Fotoğraf: Pexels

3. AB Karbon Fiyatları: Güncel Görünüm

Emisyon izinlerinin değeri, piyasadaki arz-talep dengesine göre belirlenir. 2025 itibarıyla AB karbon fiyatları genel olarak 60–80 € / ton CO₂e aralığında seyretmektedir. Önceki yıllarda bu fiyatın zaman zaman 100 € seviyesini aştığı dönemler de olmuştur.

Karbon fiyatının kalıcı olarak yüksek seyretmesi, şirketleri enerji verimliliği ve düşük karbon teknolojilerine yatırım yapmaya teşvik etmektedir.

4. Sınırda Karbon Düzenlemesi (CBAM) ve İthalat

AB, yalnızca kendi sınırları içindeki üretimi değil, ithal edilen ürünlerin karbon ayak izini de dikkate almaktadır. Bu amaçla Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (CBAM) devreye alınmıştır.

CBAM kapsamında, yüksek karbon yoğunluğuna sahip bazı ürünleri AB’ye ihraç eden şirketler, ürünlerinin gömülü emisyonlarını raporlamak ve belirli durumlarda karbon maliyetini üstlenmek zorunda kalmaktadır.

Böylece, AB içerisindeki üreticiler ile AB dışındaki üreticiler arasında karbon maliyeti açısından adil rekabet zemini oluşturulması hedeflenmektedir.

5. Türkiye Açısından Avrupa ETS Neden Önemli?

Türkiye, AB’ye ihracat yapan önemli bir üretim üssü konumundadır. Özellikle çimento, demir-çelik, alüminyum ve kimya gibi sektörlerde faaliyet gösteren şirketler, CBAM ve AB ETS gelişmelerini yakından takip etmek zorundadır.

  • İhracat yapan firmalar için karbon raporlaması giderek zorunlu hale geliyor.
  • Ulusal ETS hazırlıkları, Türkiye’de de karbon fiyatlaması dönemine işaret ediyor.
  • Emisyonlarını doğru yöneten şirketler, hem AB pazarında hem de finansman tarafında rekabet avantajı elde edecek.

6. Şirketler İçin Emisyon Ticareti: Maliyet mi, Fırsat mı?

İlk bakışta, emisyon ticareti şirketler için ek bir maliyet kalemi gibi görünebilir. Ancak doğru stratejiyle yönetildiğinde, ETS aynı zamanda önemli bir fırsat alanına dönüşebilir.

✔ Maliyet optimizasyonu

Enerji verimliliği projeleri, yakıt dönüşümü ve proses optimizasyonu, uzun vadede hem emisyonu hem de enerji maliyetini azaltır. Böylece, karbon fiyatı yükselse bile şirketlerin toplam maliyeti kontrol altında kalabilir.

✔ Yeni gelir fırsatları

Emisyonlarını hedefin altında tutan tesisler, ellerindeki fazla izinleri satarak ilave gelir elde edebilir. Bu da düşük karbon performansını doğrudan finansal başarıya dönüştürür.

✔ Sürdürülebilirlik ve itibar

Yatırımcılar, bankalar ve tedarik zinciri paydaşları giderek daha fazla iklim riski ve ESG kriterlerine odaklanıyor. Emisyon ticaretini stratejik şekilde yöneten şirketler, bu alanda güçlü bir konum elde ediyor.

Sonuç: Avrupa ETS, Yeni İklim Ekonomisinin Kalbinde

Avrupa Emisyon Ticaret Sistemi, yalnızca bir çevre politikası değil, aynı zamanda yeni bir iklim ekonomisi modelidir. Doğru okuyan ve uyum sağlayan şirketler için bu sistem, rekabet avantajı ve yeni iş fırsatları anlamına geliyor.

Türkiye’de emisyon ticareti ve karbon piyasalarına hazırlık sürecinde işletmelerin, AB ETS yapısını ve CBAM düzenlemelerini yakından takip etmesi büyük önem taşıyor.

Emisyon ticareti, yalnızca bir uyum zorunluluğu değil; düşük karbonlu üretime geçişte stratejik bir kaldıraçtır. Doğru veri, doğru raporlama ve doğru yönetimle şirketler, bu dönüşümden güçlenerek çıkabilir.